Pembe Şehir Toulouse

Toulouse, komşu şehirlerden farklı olarak neredeyse baştan aşağı tuğladan inşa edilmiş bir kent. Bu da bütün şehri alev rengi bir kostümle giydirmiş.

Toulouse mimarisine değinmeden önce, Fransa’nın turistik kentlerinin gölgesinde kalmış bu güzel ve özel şehre kuşbakışı bir bakalım. Toulouse denince, kentin ev sahipliği yaptığı 1998 Dünya Kupası maçları, aklınıza gelen ilk ve tek şey olabilir. Ama emin olun, şehrin tarihi bundan çok daha eski.

Toulouse, Atlantik Okyanusu’na, Akdeniz’e ve İspanya sınırına birkaç saatlik uzakta, ayrıcalıklı bir konuma kurulmuş. Fransa’nın dördüncü büyük kenti, mimari, tarih, kültür ve en çok da renk arayanlara hitap edecek nitelikte.

Toulouse, üniversite kenti olması nedeniyle çok genç bir nüfusa sahip. Fransa'nın en büyük dört nehrinden biri olan Garonne, kenti ikiye ayırıyor. Nehir kenarı, öğrenci kesiminin de doğal yaşam alanı. Toplam nüfus ise 750.000 civarında. Paris’i görüp, “Fransa güzel de bir de Fransızlar olmasa,” diyenlerdenseniz, Toulouse halkı bu fikrinizi değiştirmek için hazır bekliyor. Toulouse’lular sıcakkanlılıkları ve yardımseverlikleriyle tanınıyor. İnsan, mimari ile halkın ruh hali arasındaki bağlantıyı düşünmeden edemiyor. Paris’in Eyfel Kulesi ve demir soğukluğundaki insanıyla Toulouse’un kiremit renkli Capitole’u ve sıcakkanlı insanı sanki mimariyle kent halkının karakterinin de şekillendiğini düşündürüyor. Ama bu elbette bambaşka bir yazı konusu.

Şehrin sembol noktaları, Capitole Meydanı, tuğla kulesi ile dikkat çeken St. Sernin Kilisesi, büyüleyici güzellikteki Japon Bahçesi ve Midi Kanalı. Yıl boyu 20’ye yakın festival var; meşhur Tour de France bisiklet yarışı da şehirden geçiyor. Uzun lafın kısası, Toulouse Fransa'nın en az bilinen ama en güzel şehirlerinden biri.

Kiremit Rengi Fikirler

Gelelim Toulouse’u Toulouse yapan en önemli özelliğe: Kentin rengine. Kente Pembe Şehir dendiğini söylemiştik. “Ama o pembe değil ki, kiremit rengi, turuncu, kızıl, her şey olabilir ama pembe değil!” diye düşünebilirsiniz. Bu da Toulouse’u sadece fotoğraflardan gördüğünüzün işareti olabilir. Çünkü tuğlanın özelliği, yılın hangi mevsiminde, günün hangi saatinde olduğunuza göre, kısacası aldığı ışığa göre renk değiştirmesidir. Bu nedenle kimi zaman kent ateş gibi alev alev yanarken, kimi zaman tatlı bir pembeliğe bürünür. Güneş her saatte farklı bir ritmle binalarla dans eder.

Toulouse’un çevre kentlerden farklı bir mimari anlayış benimsemesinin nedenini, ham maddeye erişiminde aramak gerekir. Tarih boyunca her toplum, yerleşim yerlerini kendine en yakın, en masrafsız ve en pratik malzemelerle inşa etmiştir. Toulouse’daki binalarda kullanılan tuğlaların kaynağı ise, yakınlardaki nehir yatakları. Tuğla mütevazı bir malzeme gibi görünse de Toulouse’da yalnızca evler değil, manastırlarda ve görkemli kamu binalarında da tuğla kullanılmış. Tuğlanın bölgede “kırmızı altın” olarak da adlandırılması, ona verilen değerin bir diğer ifadesi.

Tuğlanın nostaljik bir his yarattığı doğru. Ama Toulouse geçmişi yaşatsa da geçmişte yaşamıyor. Kent, Fransa’nın en büyük teknoloji merkezlerinden biri. Özellikle uzay ve havacılık teknolojileri ile elektronik alanında önemli bir dünya şehri olan Toulouse’da sağlık ve biyokimya sektörleri de çok gelişmiş. Kısacası burada bir gün kızıl parıltılar saçan tuğla bir bina önünde Instagram fotoğrafları çekerken, ertesi gün kendinizi Airbus fabrikasında üretimi izlerken bulabilirsiniz.

Toulouse’dan yanınızda bir sürü hatıra getirmeniz mümkün. Magnetler, kupalar, peynirler valizinizi doldurup taşırabilir. Ama aynı şeyi ziyaret ettiğiniz pek çok şehirde de yapabilirsiniz. Gelin siz Toulouse’dan başka bir şey getirin: Bir fikir. Mesela, salonunuzun bir duvarını Pembe Kent’ten aldığınız ilhamla tuğla görünümlü hale getirmeniz çok kolay. Böylece Toulouse seyahatinizi, 1 haftada yiyip bitireceğiniz bir Fransız peynirinden daha uzun süre hatırlayabilirsiniz. Hatta kimbilir, belki bir süre sonra, aileniz ve dostlarınız arasında, sizin evin adı da Pembe Ev oluverir. 

Tuğla çeşitlerimiz için tıklayın..

---