Anadolu’nun Mıknatısı: Mitras Tapınağı
Diyarbakır’da bir süredir özel uçakların biri inip biri kalkıyor. Rothschild ve Rockefeller ailelerinin üçüncü kuşak temsilcileri, Birleşmiş Milletler yetkilileri, büyükelçiler, ünlü Hollywood yıldızı Morgan Freeman, uluslararası belgesel yapımcıları... Bütün bu isimleri Güneydoğu Anadolu’da buluşturan nedir dersiniz?
Ciğer kebabını tatmaya gelmediler. Halı almaya niyetlenmediler. Hevsel Bahçeleri’nde kuş gözlemi yapmak akıllarında geçmedi. Dünyanın dört bir yanından insanları Diyarbakır’da buluşturan, bambaşka bir keşifti: Mithras Tapınağı.
Bilmeden bakıp geçenler için bir taş yığını. Oysa pek çokları için, burası “yüzyılın keşfi”. Peki bu yıkık taş duvarlar, neden bu kadar önemli?
Zerzevan Kalesi’nin En İyi Saklanmış Sırrı
Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan 3 bin yıllık tarihi Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu'nun doğudaki sınır garnizonuna ev sahipliği yapmış ve 639 yılında İslam ordularının fethine kadar kesintisiz kullanılmış. Bu tarihten sonra, burada adeta zaman donmuş.
1890’larda bir ailenin kaleye yerleştiği, sonrasında da buradaki yerleşimin 17 haneye ulaştığı biliniyor. 1967’de ise su sıkıntısı ve ulaşım zorluğu gibi nedenlerle köy halkı bugünkü Demirölçek Köyü’nü kurmuş. Kale yeniden sessizliğe gömülmüş.
1200 metre uzunluğunda, 15 metre yüksekliğinde surlarla çevrelenmiş garnizonda, savaş olmadığı zamanlarda yaklaşık 1200 asker ve 400 sivilin yaşadığı tahmin ediliyor. Surların dışında, yerleşime su sağlayan kanallar, sunu çanakları ve taş ocakları, nekropol alanında kaya mezarları ve tonozlu mezarlar var. Kamu yapılarının bulunduğu güney alanda, 21 metre yüksekliğinde gözetleme ve savunma kulesi, kilise, yönetim binası, arsenal, kaya sunağı gibi mimari kalıntılar bulunuyor. Kuzeyinde ise caddeler, sokaklar, su sarnıçları, yeraltı kilisesi, yeraltı sığınağı ve konutlar görülebiliyor.
124 metre yükseklikte ve 60 dönüm alanda kurulu Zerzevan Kalesi’nin henüz yüzde 1’i kazılmış. Ama bu sınırlı kazı, büyük bir sırrı ortaya çıkarmaya yetmiş: Roma’nın doğu sınırındaki ilk Mithras Tapınağı.
En iyi Korunmuş Mithras Tapınağı
Hint-Pers kökenli olan Mithras, bir güneş tanrısı; ışığın, savaşın, adaletin ve inancın simgesi. Öğretisi, dünyanın yaratılışı üzerine olduğundan evreni kontrol eden tanrı olarak da biliniyor.
Dünyadaki gizemli inanışların kaynağı kabul edilen Mithraizm, Milattan Sonra 2. yüzyılda, Pers ordularının seferleri ile Roma İmparatorluğu’na girip, askerler arasında yaygınlaşmış. Pagan Roma döneminde üst düzey askerler, tüccarlar, aristokratlar, devlet adamları, hatta bazı imparatorlar, gizem dini Mithraizm’i benimsemiş. Milattan Sonra 4. yüzyılda ise, Hıristiyanlığın yayılmasıyla birlikte bu inanış yasaklanmış.
Dini ritüel ve ayinleri son derece gizli yapıldığı için yazılı belgesi bulunmayan Mithraizm ile ilgili az miktardaki bilgiye arkeolojik kazılarda ulaşılmış. Çok zor girilebilen bir din olan Mitraizm’in bütün tapınakları, yer altındaki doğal mağaralarda veya yapay olarak inşa edilmiş. 2017 yılında Diyarbakır’da tesadüfen keşfedilen tapınak da bu gizli dinin öğretilerinin anlamlandırılması açısından oldukça önemli. Zira burası, dünya üzerinde bilinen 22 Mithras tapınağı içerisinde en iyi korunmuş olanı.
İlk Gökbilimciler
1800 yıl önce inşa edilen tapınağın yeri, rastgele seçilmemiş. Mithrasçıların tümü, astronom ve uzay bilimci olarak tanınıyor. Taş tapınak duvarlarında, Mithras’ın yedi aşamasının simgesi var; her biri Merkür’den Satürn’e bir gezegeni sembolize ediyor. Burası, Mithras’a ait sembollerin en iyi korunduğu yer. Belli bir yıldız ve gezegenin hareketine göre yapılmış olduğu düşünülen Mitras Tapınağı’nda, nedeni bilinmeyen manyetik bir gücün olduğu iddia ediliyor. Bütün bunlar, ezoterik dünyanın dikkatinin Diyarbakır’a yönelmesinin de nedeni. Tapınak Şövalyeleri ve masonik yapıların atası kabul edilen Mithras’ın gizemi, İlluminati gibi gizli örgütlerin burada doğduğu iddiasıyla gitgide katlanıyor.
Tarih boyunca astronominin merkezi olan Mithras, bugün de Türkiye’de gökyüzü gözlemi yapılabilecek en iyi 10 noktadan biri olarak kabul ediliyor. Başka deyişle burası binlerce yıldır, Anadolu’dan uzaya açılan kapı...
Bir yeraltı tapınağında bulunan taşlar, insanlığa gökyüzünü işaret etti. Dünyanın merakını Diyarbakır’a çevirdi. Uzun lafın kısası, taş deyip geçmemeli... Siz de katalogumuza bakmadan geçmeyin: https://www.stonewrap.com/urunler